22 Mart 2013 Cuma

Peygamberler Şehri: Şanlıurfa...



Ekim ayının başlarıydı sanırım... "Keşke bizim de doğum fotoğraflarımızı çekseniz" diye başlayan çok sıcak bir mail aldım. Şanlıurfa'da yaşayan bir anne adayıydı İlknur. Kendisi de eşi Aykut da çocuk doktoru ve mecburi hizmet sebebiyle Şanlıurfa'da yaşıyorlardı (doğumdan ben bu yazıyı yazana kadar geçen süre içinde tayinleri İzmir'e çıktı :) Kasım ayında doğum yapacaktı. Planlı sezaryen olması durumunda seve seve gelebileceğimi söyledim kendisine. Takvimler 19 Kasım'ı gösterdiğinde sevgili İlknur ve Ayku'un oğulları Kuzey'in doğum fotoğraflarını (hikayesi burada!) çekmek için sevgilimle birlikte yola çıktık :) OSM Ortadoğu Hastanesi'nde İlknur ve Aykut'un doğum öncesi ve Kuzey'in doğum anı fotoğraflarını çektikten sonra İlknur'un dinlenmesi için ara verdim çekime. Bir kaç saatlik arada önce yemek yedik, sonra da şehri gezdik. Şanlıurfa'ya ilk kez gitmiştim. Gitmeden önce internette biraz araştırma yaptım tabi ki. Esasen Harran'ı görmek, orada fotoğraflar çekmek istiyordum. Fakat zaman dardı, koştur koştur gidip dönmek gerekiyordu. Hem doğru düzgün bir şey anlamayacak hem de çok yorulmuş olacaktık. Bu yüzden vaktimiz yettiğince şehir merkezinde gezmeyi tercih ettik.


İlk durağımız meşhuuuur Balıklıgöl (Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman gölleri) oldu. Peygamberler Şehri de denilen Şanlıurfa'ya gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. İbrahim Peygamber'in ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen Balıklıgöl hafta içi bir gün olmasına rağmen oldukça kalabalıktı. Komşu illerden gelen çok sayıda yerli turist vardı. 150 metre uzunluğunda 30 metre genişliğinde bir göl burası. İçinde bol miktarda (kutsal olduğuna inanılan) Sazan balığı var. Neredeyse gelen tüm ziyaretçiler balıkları beslediği için her biri semirmiş durumda tabi :) Her turistik mekanda olduğu gibi burada da hediyelik eşya satışı var. Bölgeye dair birkaç magnet aldım. Bir de yöresel kıyafetler satılıyor. Rengarenk örtüler, yazmalar, kaftan tarzı morlu, pembeli, yeşilli elbiseler... Hatta isteyene iki tl. karşılığında bu kıyafetlerden giydirip, başına yazmayı kendi usullerince bağlayıp süper bir fotoğraf konsepti yaratıyorlar :) Balıklıgöl'ün olduğu yerde iki de cami var; Halil-ür Rahman Camii ve Hasan Paşa Camii. Gitmişken bu camileri de gezdik. Son durağımız Şanlıurfa'nın dar sokaklarıydı. Çok ince (asla araba geçemez, yan yana en fazla üç kişi yürüyebiliyor rahatça), çok uzun, birbirine benzeyen taş duvarlı evlerin arasında, labirent gibi sokaklarda dolaştık uzun süre. Bu sokaklarda dikkatimi çeken şey her üç dört evden birinin kapısında Kur'an kursu tabelası olmasıydı. Yani adım başı Kur'an kursu var. Hafızamın iyi olması sayesinde labirent sokaklardan arabayı parkettiğimiz yere çıkabildik (sevgilim kaybolduğumuza emindi :)



Şehre ilk girişimizde de, şehir içinde gezerken de yol tarifi için konuştuğumuz insanların çok cana yakın davrandığını özellikle belirtmek istiyorum. Restoranda, hastanede, gittiğimiz diğer yerlerde muhatap olduğumuz insanların hepsi yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyordu. Oldukça sıcakkanlı bir halk var. Şanlıurfa sokaklarında "kendimi pek Türkiye'de gibi hissetmedim" desem yalan olmaz. Özellikle çarşısında gezerken Türkçe çok az duyduk. Kendi aralarında arapça, kürtçe, zazaca vs. konuşuyorlar. Bir de normalde görmeye alışık olmadığımız puşili, şalvarlı amcalar, ben buradayım diye bağıran tondan mor ya da yeşil elbiseli, pembe yazmalı, yüzü dövmeli kadınlarla dolu her yer.

Şimdi en önemli noktaya geldik: Yemekler :) Aykut'un tavsiyesiyle Çulcuoğlu restorana gittik. Ben hayatımda böyle lezzetli yemekler yemedim arkadaş! Bir Adanalı olarak Şanlıurfa'da yediğim kebabın üstüne tanımıyorum. Beyti, Urfa Kebap ve Patlıcanlı Kebap geldi masaya. Çok net söylüyorum ki, bu üç kebap çeşidi, seyahatlerimde yediğim yemeklerin en üst sırasına oturuverdi. Dönüşte Çulcuoğlu'na tekrar uğradık, muhteşem baklavalarından ve şöbiyetlerinden aldık :) Eğer yolunuz Şanlıurfa'ya düşerse günün birinde, mutlaka ama mutlaka Çulcuoğlu'na gitmenizi öneriyorum!


Bir günlük Şanlıurfa ziyaretimden notlarım bu şekilde... Şimdilerde bir çift arasa da "düğün fotoğraflarımızı çeker misiniz?" dese diye bekliyorum :)