21 Eylül 2011 Çarşamba

Limitless

New Yorklu yazar Eddie Morra'nın, beynini tam kapasite çalıştıracak bir ilaçla tanışması ile başlayan macerasını anlatan oldukça keyifli bir film. Hatta bir an bile sıkılmadığım, etrafımdaki herkese "mutlaka izleyin, mutlaka" dediğim sayılı filmlerden biri diyebilirim. Tabi son yıllarda eşimle genelde yaptığımız gibi bir cumartesi akşamı evde ayaklarımızı uzatarak izledik bu filmi de... Çünkü artık sinemalar beni boğuyor, 1,5 saat o koltuklarda, karanlıkta oturmak fena halde rahatsız ediyor beni. Bir de ne zaman sinemada film izlesem, en saçma sahnelerde bile anıra anıra gülen boş bir kitle mutlaka oluyor. Filme odaklanamıyorum ki bunlara sinir olmaktan :)

Gelelim bu şahane filme!.. Başrolde benim çok sevdiğim oyunculardan biri olan Bradley Cooper var. Bradley Cooper'ı daha öce New York I Love You, He's Just Not That Into You, The Hangover, Case 39 ve Valentine's Day (hepsini de şiddetle öneririm) filmlerinde izlemiştim. Limitless'da filmi tek başına kendisi götürüyor. Filmin bonusu ise Robert De Niro :)

Filmde "nzt" adlı bir hapın yazarın hayatını hiç beklemediği şekilde değiştirmesini konu alıyor. Hapın etkisi insan beynini tam kapasite çalıştırmak da olsa sonuçta bir uyuşturucu. Çünkü hapı almadığı zamanlarda ciddi bir yoksunluk durumu yaşanıyor. Çok da fazla spoiler vermek istemiyorum fakat "uyuşturucu, hap falan tu kaka şeylerdir, bak işte kullanırsan sonun bu olur" ana fikrini beklerken çok şaşırtıcı bir sonla karşı karşıya kalıyorsun bu filmde :)

Filmin çekim teknikleri süper ötesi. Bir anda binaların tepesindesin, bir anda New York caddelerinde geziniyorsun, kamera ordan oraya dönüyor :) 3D tadında bile diyebilirim..

Özetle ben bayıldım bu filme, izlemenizi şiddetle tavsiye ederim..    

Not: Görseller imdb.com'dan alınmıştır.